Kıymetli okurlar merhaba,
Bu hafta sağlık köşe yazımda benim de sahip olduğum tip 1 diyabet üzerine yazmaya karar verdim.
Klasik duyduğunuz ve bıktığınız bilgilerden sizi sıyırıp, sizden gizlenenleri anlatacağım. Bunca zaman tip 1 diyabetin genetik olduğunu duydunuz ve ‘ömür boyu hastasın’ etiketini üzerinize aldınız.
Tip 1 diyabet sadece genetik olsaydı şu an olduğu gibi tip 1 diyabet patlaması yaşanmazdı.
Çok değil 50 yıl önce ülkemizde 700 çocuktan 1’i tip 1 diyabetliyken bugün 7 çocuktan 1 ‘i tip 1 diyabetli; hani genetikti? Farklı sebeplerin olduğunu düşünmenin vakti geldi de geçiyor
Hadi birçok yerde duyamayacağınız, söylenmeyen tip 1 diyabeti ciddi anlamda tetikleyen unsurlara birlikte bakalım…
KEYFİ SEZARYEN DOĞUMLAR TİP 1 DİYABETİ TETİKLER: Acil durumlarda yapılması gereken sezaryen doğumlara saygım sonsuz ancak sosyal medya anneliği, cildim kırışmasın tarzında yapılan keyfi sezaryen doğumlar evladınızı hayata dezavantajlı konuma getirir. Neden mi?
Bir bebek doğal yollar ile annenin cinsel organından çıkarken lactobacillus ve bifido bakterilerini kazanır. Bu bakteri aileleri bizler için ömür boyu bizim yararımıza çalışan bağışıklığı güçlendiren dost bakterilerdir. Sezaryen doğumda maalesef bu dost bakteriler kazanılamaz, üstüne o an hastanede hasta bireylerin bakteri, virüsleri kullanılan deterjanların, çamaşır sularının zararlı etkileri bebeğinize bulaşabilir. Benim 0--18 yaş arası tip 1 diyabetli danışanlarımın yüzde 90‘ı sezaryen doğum, bu konunun üzerine ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. Aksi halde bir aile bunun olumsuz etkisini ömür boyu çekiyor. Kimse evladı şeker hastası olsun istemez.
ŞEKER YÜKLEME TESTİ DİYABETİ TETİKLEYEBİLİR: Gebe annelere yapılan şeker yükleme testi, tip 1 diyabeti tetikleyebilir çünkü anne karnındaki bebeğin pankreas organı gelişmemiştir. Ve annenin her aldığı besin plesenta aracılığı ile bebekle paylaşılır. Bu kadar saf ve konsantre şekerin anneye, dolaylı yoldan bebeğe verilmesi gelişmemiş olan bebek pankreasını zorlar ve pankreasta hasar yaratabilir. Insülin üreten beta hücreleri zarar görürse geri çevirmek zor olabilir. Kaldı ki açlık insülin seviyesi, açlık kan şekeri, hemoglobina1c, 1. ve 2. saat tokluk kan şekeri takipleri ile süreç verimli ve risksiz olarak çok rahatlıkla takip edilebilir. Zaten bir gebenin şeker, un, katkı maddeli ürünler, boya maddeli ürünler, fabrikasyon ürünü çöp gıdalardan uzak durması elzemdir. Şeker yükleme testi ve diyabet bağlantısı hassasiyet ile araştırılması ve daha risk içermeyen yöntemlerin kullanılmasını ülkem ve evlatlar için arzu ederim.
D VİTAMİNİN YOKSA DİYABET OLABİLİRSİN: D vitamini ismi yanlışlıkla vitamin grubuna dahil olmuştur. Aslında vücutta hormon gibi çalışır ve D vitamini bizim en basit hali ile doğaya uyumumuzu temsil eder. Ne kadar güneş ve doğa ile muhatap olma = O kadar yüksek D vitamini seviyesi. Maalesef modern toplumda ormanlar yerine alış veriş merkezleri, açık alan yerine plazalar, her bulunan boş araziye ağaç yerine beton dikilirse sonuç maalesef bu olur. Ben 2015 yılında tip 1 diyabet tanısı aldım ve dönüp bakıyorum D vitamini seviyem sadece 7 ‘imiş. Bu korkunç düşük bir rakam. Şuan D vitamini seviyem 102 ve çok mutluyum. Kendinizi ve evlatlarınızı diyabetten korumak isterseniz D vitamini seviyenizi en az 50 olacak şekilde ayarlamaya gayret edin. D vitamini olmadan bağışıklığın güçlü olabilmesi mümkün değil. D vitamini olmadan pankreasın yeteri kadar hormon ve enzim salgılaması mümkün olmaz.
PANKREASIN KORKULARI: Pankreas minik bir organ olmasına rağmen çok önemli görevleri vardır. Kan şekerimizi ayarlayan insülin, pankreasın Beta hücrelerinden salgılanır ve bedenin zarar görmemesi için sürekli tetiktedir. Yukarıda saydığım sebeplerden tip 1 diyabet olunursa vücut pankreasın beta hücrelerine saldırır ve insülin üretemez hale getirir. Amacımız buna mani olmak. Bedenin kendi organına saldırma kısmına ise otoimmün yani kendi kendine saldırması anlamına gelir. Pankreas, evin küçük ve nazlı çocuğudur. En az mitokondrisi (enerji üreten organel) olan organdır ve işçisi az olan organa çok iş yüklerseniz pes eder. İşte tam bu noktada modern hayatta bolca şeker içeren yiyecekler, rafine gıdaların fazla fazla tüketilmesi, hızlı yeme davranışları hatta yanlış saatlerde yeme davranışları özellikle gece saatlerinde pankreasa fazla mesai yaptırmaya ve pes etmeye götürebilir. Pankreas korkak bir organdır; uzun süreli depresyon, stres, endişe pankreası çoğu zaman baskılar. Pankreas korku, endişe gibi olumsuz duygulara karşı hassastır. Şu tabloyu danışanlarımda çok kez gördüm X kadın danışanım 40 yaşında çok sevdiği babasını kaybediyor ve yas süreci o kadar uzun sürüyor ki X danışanım 41-42 yaşlarında tip 1 diyabet oluyor. İşte konumuza canlı bir örnek…
Buraya kadar bu satırları okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Amacım sizlere söylenmeyen bazı sebeplerin tip 1 diyabeti tetiklediğini aktarmaktı. Bir yaşında evladına hem insülin iğnesi yapmak zorunda olan hem de aynı anda ağlayan annelerin hallerine tanık olan bir insanım. Türkiye şu an diyabette Avrupa birincisi durumda. Klasik anlatılanlar yeterli olsaydı bu kadar patlama yaşanmazdı.
Pankreasınız ile birlikte sağlık dolu bir hayat dilerim.
@diyabetli.diyetisyen
Tsk ederim iyiki varsiniz
Mükemmel anlatım çok bilgilendirici...
Aslında hayatın doğal akışı zannettiğimiz ne çok şey diyabete neden oluyormuş? Bunların farkında olmak ne kadar da önemli. Özellikle pankreas ve korku duygusunu çok güzel açıklamışsınız. Yeni alman tıbbı da bu konuda hastalıkların duygusal nedenlerini açıklarken pankreasın özellikle korku ve ani şoklar karşısında bu duruma geldiğini anlatır. Sizde bunları çok güzel anlatmışsınız. Kaleminize, yüreğinize sağlık Ersin Hocam
Tip1'in doğuştan olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Eşim 14 yaşından beri Tip1 diyabet hastasi. 14 yaşına kadar insülin üreten bir vücut var sonuçta. Doğru bakılsa diyabet olmadan hayatına devam edebilirdi. Diyabeti beslenmemizle bizim tetikledigimize inanıyorum.
İyi ki varsınız
Buraya kadar okuyan, farklı şeyler olabilir diye merak eden herkese teşekkürler. Sağlık bulvarını indirmeyi yazılarımı paylaşmayı unutmayın