Bilim insanlarının yaptığı bir çok çalışma sonucunda, insan hayatının başından sonuna kadar sekiz evreden geçtiği gözlemlenmiştir. Bu sekiz evrenin her biri ayrı bir problem çözme aşamasıdır. Birey, geçtiği her evrenin problemlerini tanır ve çözümlerse bir sonraki evreye daha sağlıklı bir şekilde geçer.
Yaklaşık olarak beşinci evreye denk gelen ergenlik dönemi, 12-23 yaş arasını kapsayan, hem çocukluktan gençliğe geçmekte olan bireyi hem de anne babasını zorlayan bir süreç olabilmektedir.
Çoğu zaman aileler için çok fırtınalı bir dönem olarak algılanan ergenlik, genç için geçmiş evrelerin telafisi ve daha sağlıklı evrelerin başlangıcı için çok büyük bir fırsattır. Bu sebeple ailelerin ergenlik dönemini ve kendi çocuklarının geçtiği gelişim evrelerindeki eksiklikleri iyi bilmeleri gerekmektedir.
Ergenlik, bir ömür kullanacağımız kendimizi tanımladığımız kimlik ve kişiliğimizin temellerinin atıldığı ve referans noktamızın ana eksenini oluşturur. Çocuklukta ilk dört evreyi sağlıklı atlatamayanların ergenlik süreci sancılı ve problemli geçmektedir. Çocuk bu aşamada ruhsal, fiziksel, bilişsel, davranışsal, hormonal, sosyal ve bir çok anlamda büyük bir değişim süreci içine girer.
Ergenliğin ilk aşaması bağımsız bir birey olduğunu kanıtlayan özerklik aşamasıdır. Burada karşı gelme ve isyan etme dürtüsü öncelik oluşturur. Çocuk insanlara, olaylara ve durumlara karşı önce isyan etmeye başlar. Özerk olduğunu hissetmenin en temel yolunun kişinin kendini kontrol altında hissettiği insanlara, anne-babaya ve öğretmenlere karşı gelmek olduğunu bilmekte fayda vardır. Çocuk bağımsız bir birey olduğunu yönetimi altında bulunduğu insanlara kanıtlamak ister. Anne babaya düşen öncelik, onun bu içten gelen dürtüsünü anlamaya çalışmak ve uyum sağlamak olmalıdır. Ergenlik döneminde çocuğun gelişim sürecinden kaynaklanan ani duygu durum değişimleri, hırçın, aksi, huysuz ve öfkeli oluşunu aileler normal karşılamalıdır. Çocukluk döneminde sekteye uğramış bazı aşamalar bu dönemde tekrar çocuğun karşısına çıkar. Çocuğun bu dönemdeki öfkesi aslında onun bir nevi terapisidir. Burada öfkenin dışa vurum şekli ve aşırı duygu durum karmaşası bir uzmandan destek alınarak düzenlenebilir. Ergenlikte edinilen kimlik bir ömür geçerlidir ve kimliğin gelişim aşamasında ailelerin göstereceği özen göz ardı edilmemelidir.
Ergen ikinci aşama olarak yine iç güdüsel olarak amaç edinmek ve bu amacı gerçekleştirmek eğiliminde olur. Çok sık rol değişimleri yaşar. Bugün spor yapmaktan hoşlanırken yarın bir müzik aleti kullanmayı ister. Burada anne-baba çocuğun tutarsız ve kararsız olduğunu düşünebilir ancak bu bir kimlik edinme çabasıdır. Onun bu başarma arzusu aslında en önemli ihtiyaçlarımızdan olan takdir edilmek, fark edilmek, önemsenmek, değerli olduğunu hissetmek ve bir kimliğe sahip olduğunu “diğerlerine” göstermek çabasıdır. Çocuğun bu çabasını aile görmeli ve bu konuda ihtiyaçlarını karşılayacak bir ayna görevi görmelidir. İlgi alanlarını fark edip doğru alışkanlıklar kazanmasını sağlayabilir, bu süreçte sorumluluk duygusunu kazanmasına yardımcı olabilirsiniz.
Ergenlik döneminin bir diğer önemli hususu ise ergenin dost edinmesidir. Bu özellik onun ömür boyu oluşturacağı dostlukların ve sosyal ilişkilerin de alt zeminini oluşturur. Ergen sır vermeyi, sır tutmayı, sadık kalabilmeyi bu süreçte öğrenir. Özellikle gizli,saklı şeylerin paylaşıldığı bu dostluklarda aileler çocuklarını takip etmeli, müdahaleci bir yaklaşımda bulunmadan güvenli bir alan içinde tutmalıdır, fakat çocuğun sırlarını ifşa etmeye yönelik davranışlardan uzak kalmalıdır. Çünkü bu aşamada ergen güvenilir olma ve bir ötekine güvenebilme aşamasındadır. Bu aşamanın da zarara ve sekteye uğramadan tamamlanmasının ardından çocuk bir gruba ait olma sürecine girer. Evde daha az, arkadaşlarıyla daha çok zaman geçirmeye başlar. Evdeyken de daha çok yalnız veya arkadaşlarıyla iletişim halinde olur. Grup içinde lider olmayı ya da lider olacak yeteneklere sahip değilse bir lidere ardıl olmayı öğrenir. Gelecekte iş hayatındaki başarısındaki formül de işte bu sürecin sağlıklı işleyişinde yatmaktadır. Bundan dolayı anne babalar, onun arkadaşlarıyla zaman geçirme isteğine karşı daha anlayışlı olmalıdırlar.
Bu dönemin en önemli maddelerinden biri de cinsellikle ilgili hormonal değişimlerle gelen dürtülerin fark edilmesi, kontrol altına alınması, sağlıklı bir bilgilendirme sürecinden geçmesiyle ilgilidir. Anne babaların bu süreçte bilgilendirici ve anlayışlı olmalarının yanı sıra konunun uzmanı terapistlerden ergen cinselliği hakkında destek almaları gerekebilir.
Ergenlik döneminde çocuk her ne kadar aileden uzaklaşmış olsa da aslında unutulmaması gereken en önemli nokta çocuğun hayatı anne ve babasını taklit ederek gerçekleştiriyor olmasıdır. Onların evdeki tavırları, misafire karşı davranışları, sosyal kurallara uyumları, eş,dost, akraba ilişkileri, dini ve siyasi görüşleri gibi pek çok noktada çocuk, dış dünyayı anlamlandırmak için kullanacağı her türlü bilgiyi anne ve babadan alır.
Bunların dışında eğer çocuğunuzda uyku problemleri, okula uyumda zorlanmalar, notlarında ani düşüşler, ani kilo değişimleri, kötü madde kullanımı şüphesi ve intihar düşünceleri gözlemliyorsanız mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız. Unutulmamalıdır ki her ailede ve her çocukta ergenlik süreci farklı olacaktır. Değerlendirme yaparken referans noktası sizin kendi aileniz olmalıdır.
Yine çok güzel bir yazı ile teşekkür ederiz